Hazreti Ömer 2
HAZRETİ ÖMER-II
3. Hz. Ömer’in Devlet Adamlığı
Ömer (R.A.) önünde bir örnek olmadığı halde, demokratik bir devletin temellerini attı. Devrin kendine özgü şartlarından dolayı tüm yönleriyle demokratik bir rejim geliştirilememiş olsa bile, bu dönemde demokratik hükumet şekli için gerekli esaslar vücuda getirildi.
Halife Ömer, ne zaman önemli bir sorun hakkında karar verecek olsa, İstişari (Danışma) Meclisi toplar, serbest tartışma ve çoğunluğun rızası olmadan hiçbir mesele hakkında karar vermezdi. Şura Meclisini topladıktan sonra onlara: "Devlet idare etme hususunda bana hamledilen yükü paylaşmaya iştirak etmeniz için size burada toplanma zahmeti vermiş bulunuyorum. Çünkü ben sadece içinizden biriyim ve benim isteklerime tabi olmanızı arzu etmiyorum" derdi. Ömer (RA), meşveretsiz hilafeti meşru saymazdı.
Demokratik bir hükumet rejiminin en büyük özelliği, şahsi haklar bağlamında yöneticinin halk kitleleriyle tamamen eşit seviyede tutulması, hiçbir imtiyaz iddia edememesi ya da hiçbir kanun mükellefiyetinden muaf tutulmaması, devlet gelirinden ancak geçimi için gerektiği kadar maaş alması, yönetici olmak hasebiyle günlük hayatta kendisine hiçbir üstünlük atfedilmemesi, yetkilerinin tahdit edilmesi ve her vatandaşın onu tenkit etme hakkını haiz olmasıdır. Bu umdeler Ömer (RA)'in hilafeti sırasında en yüksek dereceye kadar geliştirildi. Bir konuşmasında kendi yetki ve sorumluluklarını açıklarken: "Benim sizin paranız, devlet hazinesi üzerindeki hakkım, bir kişinin vesayeti altında bulunan bir yetimin malı üzerindeki hakkından daha fazla değildir. Zenginsem hiçbir şey almam. Muhtaçsam, adet üzere geçimime yetecek kadar alırım. Üzerimde sizlerin benden talep etmesi gereken çok haklarınız vardır. Bu haklardan bir tanesi benim gayri meşru olarak gelir ve ganimet toplamamamdır. İkincisi elime geçen gelir ve ganimeti gayri meşru bir tarzda harcamamamdır. Bir diğeri de maaşlarınızı artırmak, hudutlarınızı muhafaza etmek ve sizi gereksiz tehlikelere atmamamdır." demiştir.
Ömer (RA), devlet memurlarının vazifeleri hakkında halkın bilgilenmesine özel önem verirdi. Bir defasında halkın huzurunda memurlara hitap ederken şöyle demişti: "Biliniz ki sizi halka tahakküm ve zulmetmek için tayin etmedim. Sizi halka örnek olacak önderler olarak gönderdim. Müslümanlara haklarını veriniz ve onlara şiddet uygulayarak küçük düşürmeyiniz. Gurura kapılma hatasına düşmemeleri için onları fazla övmeyiniz. Kapılarınızı onların yüzüne kapatmayınız ki içlerinde kuvvetli olanlar zayıfları yemesin. Ve onlardan üstünmüşsünüz gibi hareket etmeyin, çünkü bu onlara tahakküm etmek demektir."
Onun döneminde memur olabilmek için adaylar; "Türk atına binmeyeceğine, (Türk atı o dönemde bugün bazı otomobillerin olduğu gibi zenginliğin, ihtişamın sembolüydü) ince ve zarif elbiseler giymeyeceğine, kapısında kapıcı bulundurmayacağına, muhtaç olanlara kapısını her zaman ardına kadar açık tutacağına" dair söz vermek zorundaydı. Bir şahıs bir memurluk vazifesine atandığı zaman ayrıntılı mal beyanında bulunur ve bu beyan kayıtlarda saklanırdı. Mali durumunda fevkalade bir artış fark edilirse bunu açıklaması istenirdi.
Hac mevsiminde bütün memurların Mekke'ye gelmesi mecburiydi. Burada yapılan toplantıda Halife halkı herhangi bir memur hakkında şikâyeti varsa açıklamaya davet ederdi. Hastaları ziyaret etmeyen ve makamlarına fakirlerin kolaylıkla giremediği memurlar tereddütsüz vazifeden uzaklaştırılırdı. Rüşvetle mücadele kapsamında, memur maaşları ek gelire ihtiyaç duyurmayacak kadar yüksek tutulmuş; zengin ve nüfuz sahibi olmayanın hâkimliğe tayin edilmemesi kaidesi konulmuştu. Ayrıca hâkimlerin ticaret yapmalarına, çarşılarda alım ve satım yapmalarına izin verilmezdi. Halife Ömer (RA) her sene vergiler başşehre ulaşınca Kûfe ve Basra'dan onar dürüst adam çağırtarak onlara yemin verdirdikten sonra vergi tahsili sırasında herhangi bir Müslüman veya Zımmiye (Müslüman olmayan kitabi din mensupları; Yahudi, Hristiyan vd.) cefa verilip verilmediğini sorardı.
İdare memurlarına bir hitabında: "Parayı temiz tutmanın üç yolunu görüyorum. Birincisi, meşru vasıtalarla kazanılmasıdır. İkincisi, meşru şeylere harcanmalarıdır. Üçüncüsü ise gayri meşru şeylere sarf edilmesinin önlenmesidir.
Müslümanları uyardığı başka bir nutkunda ise: Siz Allah'ın yeryüzündeki halifelerisiniz ve ahalinin üzerinde iktidardasınız. Allah dininize nusret vermiştir. Binaenaleyh dininizin iki zümreden başka düşmanı olmayacaktır. Birincisi, İslam'a boyun eğmiş olanlardır, bunlar çalışıp ticaret yaparlarken siz onların kârlarından alırsınız. İkincisi, bir ihtilal için fırsat kollayanlardır, Allah onların kalbine korku salmıştır. Allah'ın orduları onları mağlup etmiştir.
Ömer(RA) her nutkunu şu cümlelerle bitirirdi: "Ey Allah'ım, benim ne bir hataya düşmeme, ne gaflet içinde hesap vermeye çağrılmama, ne de ihmale düşememe müsaade et!"
Ebu Musa el Eş'ari'ye yazdığı bir mektupta şöyle der: "Allah'ın hududu hususunda dikkatli ol, kendini kötü insanlardan koru ve onların birlik olmalarına müsaade etme. Eğer herhangi bir kabilenin İslam Devletinden intikam almaya meylettiğini görürsen, bu şeytani bir temayüldür ve bu anlar Allah'ın emrine boyun eğip iyi yola girinceye kadar kılıçla bastırılmalıdır."
Hz. Ömer'in devlet idaresine getirdiği yenilikler şunlardır:
1. Beytülmal veya devlet hazinesinin tesisi
2. Adil mahkemelerin tesisi
3. Hicri takvimin tayini
4. Emir-ül Mü'minin unvanını kullanması
5. Harp dairesinin teşkilatlandırılması
6. Maaşlı askeri ihtiyat birlikleri tesis etmesi
7. Arazi Gelir Dairesinin tesisi
8. Arazi keşfi ölçme ve büyüklük takdiri,
9. Nüfus sayımı
10. Kanallar inşa ettirmesi (Nil-Kızıldeniz-Akdeniz)
11. Kûfe, Basra, Cizre, Fustat(bugünkü Kahire) ve Musul gibi şehirlerin kurulması
12. Fethedilen ülkelerin vilayet bazında taksimata tabi tutulması
13. Gümrük vergilerinin konulması
14. Deniz mahsullerinin vergilendirilmesi
15. Yabancı tüccarlara İslam memleketinde ticaret yapma izni verilmesi
16. Hapishanelerin tesisi
17. Halkın durumunu yakından görebilmek için gece devriye gezilmesi
18. Emniyet şubesinin teşkilatlandırılması
19. Önemli noktalarda askeri merkezlerin tesis edilmesi
20. Şecereli ve şeceresiz atların tefriki
21. İstihbarat teşkilatının kurulması
22. Kimsesiz çocukların bakımı için tedbir alınması
23. Şehirlerde ve yollarda yolcular için misafirhanelerin tesisi
24. Yahudi ve Hristiyanlar dâhil fakir olanları maaşa bağlanması
25. Okulların tesis edilmesi
26. Hz. Ebubekir'i Kur'an'ı toplamaya ikna ederek kendi sorumluluğunda bu görevin yerine getirilmesi
27. "Es-Salatu Hayrun Minennevm" ibaresinin sabah ezanına eklenmesi
28. Teravih namazlarının cemaatle kılınması
29. Sarhoş olanların 80 kamçı ile cezalandırılması
30. Vakıf hukukunu tesis etmesi
31. Camilerde vaazların tanzimi
32. İmam ve müezzinlere maaş bağlanması
33. Hiciv yazan şairlerin cezalandırılması
(Sürecek)
Baki Kaya
E. Kurmay Albay
Konuk Yazar