Farklı branşlardan, yüz elli civarında gönüllü öğretmenin katılımıyla gerçekleşen söyleşide; sanat ve özellikle edebiyatın, hayatımızdaki yeri, toplumların gelişmesindeki etkisi ve katkısı konularına değindim.

Öğrencilere, kitap okuma alışkanlığı kazandırılmasının, düşünülenin aksine, sadece edebiyat ve Türkçe öğretmenlerinin görevi ya da sorumluluğu olmayıp, tüm öğretmenlerin bu konuda sorumlu ve duyarlı olması gerektiğinden, okuma alışkanlığının artması ile birlikte, toplumumuzun entelektüel yapısının da daha üst seviyelere taşınacağından, bunun da genel insan ilişkilerine, toplumsal hayata ve ülkemizin, her alanda gelişimine sağlayacağı katkılardan bahsettim.

Ayrıca bunun bir döngü olduğunu, okuma alışkanlığı kazandırılarak, edebiyata ilgisi geliştirilmiş bugünün gençleri olan öğrencilerimizin, edinmiş oldukları kazanımlarla, geleceğin ebeveynleri olduklarında; yeni nesillere okuma alışkanlığı kazandırılmasında, aile katkısının daha da güçleneceğinden, bu konudaki hazır bulunuşluk düzeyinin artmış olacağını; yeni nesillerin daha entelektüel ebeveynler tarafından yetiştirilmesinin, çevresinde yaşananlara daha duyarlı bir toplumda büyümelerinin, her anlamda etkilerinin görüleceğini belirttim.

Söyleşinin ilerleyen bölümlerinde, ilgili konularda öğretmenlerimizle sohbet ederek, onların sorularını cevapladım.