• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Babam - 31 Aralık 2012 Pazartesi

 

31ARALIK 2012
Pazartesi
 
 


BABAM

29 ARALIK 2012 CUMARTESİ günü yine babamı aradım.

Babamla ne zaman görüşsem, sanki çarpılıyorum.

Bütün sıkıntılarımı ‘âzâd’ ediyor, babamın şefkatiyle buluşuyorum.

Derin bir güven duygusuyla doluyorum.

Hem babamın derin tevekkülüyle, hem seksen yıllık acılı ömrüyle, hem de sınırsız dua ve Allah’a yönelişiyle karşılaşıyorum.

Mutlak varlık ve mutlak irade şüphesiz Allah’tır.

Başka hiçbir düşünce, oyun, irade ve istek tek başına bir şey ifade etmiyor.

İlla ki Allah’ın izin ve iradesiyle gerçekleşiyor her şey.

Babam da bunu, tanıdığım herkesten daha iyi biliyor ve bana yansıtıyor.

Üzerimde çöreklenmiş bütün kaygıların sapır sapır döküldüğünü hissediyorum.

Sanıyorum ki hiçbir evlat babasından, benim, babamdan faydalandığım gibi faydalanmıyor.

Ve yine sanıyorum ki hiçbir evlat, babamın beni koruduğu kadar, babası tarafından korunmuyor.

 

Bedenen güçsüz ve hasta.

Son derece mütevazı bir hayatı var.

Bütün ömrü tek odada, ya Kur’an’ın, seccadenin başında; ya da tahta kanepenin üzerinde yastıklara yaslanmış olarak geçiyor.

Hiçbir ihtiyacının olmadığını söylüyor.

“Elli yıllık dostum” dediği Kur’an’ı Kerim’ini ciltletmek istedim, razı olmadı. “Bu eskimiş kabı bile, benim şahidimdir.” diyor.

 

Her şeyde bir hayır var” diye başlıyor.

“İyi ki hastalandım, yoksa sağlıklı olsaydım yerimde duramaz, çalışırdım, ille de bir şeyler yapardım ve Kur’an’ımla bu kadar birlikte olamazdım. İyi ki hastalandım ve iyi ki dışarılara çıkmıyorum, çalışmıyorum.” diyor.

Kendini Kur’an’la daha çok birlikte tuttuğu için, hastalandığına seviniyor.

 

Babam benden memnun.

Bunu, sürekli kılmak için çaba sarf ediyorum. Kimin önce rahmet-i Rahman’a kavuşacağı bilinmez ama babam benden razı bir şekilde bu dünyadan ayrılmamız için dua ediyorum.