kendini tanıyınca ağaçları, kuşları tanırsın
sonbaharları
altın sarısı yaprakları
uzaktan, gelinliğini giyinmiş kızlara benzeyen
karlar düşmüş dağları
ve karıncaları
ve böcekleri
bulutları
tanırsın
kendini tanıyınca
anneni ve kokusunu fotoğraflara sığmayan
içindeki şiir damlacıklarını karlar gibi savrulan
ve geçen zaman gibi köpüren
acıyı
sevinci
umutları
tanırsın
kendini tanıyınca
aşkı tanırsın şarkılar arasında gelip giden
mavi bir hüzün dökülür yüreğinden
kuşlarla ve ırmaklarla anlatırsın
açılan bir mektubu,
gülümsersin
karanlığın üzerine doğan ışığı tanırsın
kendini tanıyınca
yağmurlar yağar evlerin saçaklarından
ağlayan bir çocuğun gözleri titrer içinde
tek odalı bir ev girer düşlerine en çok
en çok sen üşürsün
herkes gibi
kendini tanıyınca
eğilir içine bakarsın
aynalarda çoğalır yüzün
çarşılara sığmayan bir ikindiyi paylaşırsın
yosun tutmuş bir ses düşer peşine
ağlarsın
ıslanmaz yüreğin
kendini tanıyınca,
her şeyi tanırsın