benim de küçük sırlarım var dostlarım
aklımla yüreğim arasında gidip gelen
ve küçük bir odada
küçük zarif gözleriyle ruhumda gezinen
sarp kayalar ve ulu ağaçlar kadar derinden

küçük sırlarım var dostlarım, sizden uzak
en az sizinki kadar çıplak

sırlarım, üstüme üstüme geliyor sırlarım
bakmak ve yutkunmak istiyorum
gözlerimi bulamıyorum
sırlarıma sırtımı dönmek ve ağlamak istiyorum
uzaklara, en uzaklara gitmek istiyorum ama

yorgunum, çok yorgunum
ey yağmurların ve çiçeklerin
ve yıldızların ve yuvasında uyuyan kuşların
sonsuzluğun,
ve kalbimde gizlenen suçların
sırların sırrına sahip olan
Allah’ım

sana dönmek istiyorum

benim de küçük sırlarım var dostlarım
zarif, narin ve kırılgan
sokağın başında gizlice beklemem ondandır
dans eden hayatın labirentlerinde dolaşmam
uçuk bir macera peşinde
kendisinden geçmiş ve kendisiyle yollarını ayıran
ve hatta kendisini
sönmüş bir ışığa mahkûm eden

akşam olup baş başa kalınca sırlarımla
yüreğimdeki yılanı bulmak istiyorum
boğmak istiyorum
sırlarıyla sırılsıklam kıvranan bedenimi
yeni bir iklime kovmak istiyorum

yüreğimdeki yılanı bulmak istiyorum
boğmak istiyorum
sana dönmek istiyorum Allah’ım
sessizce bir köşede
ağlayınca paramparça içimdekilerle
çılgın ruhumda bir çiçek açıyor

annem, canım annem ne kadar uzaksa
ne kadar berraksa çocukluğum
oralara gitmek istiyorum yalın ayak
oralara gitmek

sırlarım, üstüme üstüme geliyor sırlarım
akşam mı, sabah mı boz bulanık akan
benim küçük sırlarım
içimi yakan
durmadan yakan

sırlarım, üstüme üstüme geliyor sırlarım
dönmek ve kalın bir kalemle silmek istiyorum
yüreğimde yekinen yılanı boğmak istiyorum
sisler arasında kaybolmuş annemi bulmak
ve yeniden doğmak istiyorum

ve yeniden doğmak istiyorum