asi bir ırmaksın bana koşan
ellerinde kırmızı alevler gibi aşkın hüznü
rüzgârlara verilmiş bir ömrün peşinde
yetim çocuklar gibi eğilmiş yana
ahde vefa durmuş
delirmiş bir aklın sevdasıdır bu dersin
içimde kimselerin duymadığı bir ses
çarşılar, mavi düşler
ikimiz doğarız alınyazımıza
mevsimler sıcak bir yüreğin yangınında
o zaman bir şarkım olur benim de
sen doğarsın hüznün döşeğine
limanlara yanaşır gemiler çaresiz
uğrar bütün acılar sensizliğe
bir tutam alev gerilerdeyse
yanar içimiz
bakmaz kuşlar
kuşlar en uzak dostlarımız
aklımızın resmi dolanır kanatlarında
gümüş bir sükût içinde
uzaktan görünür dünyamız