yaşanmamış bir serüven gibi
alıp götüren uzaklara
sazlıklardan, bahçelerden geçen tren
düdükleriyle ıslanan ve
dağların yalnızca dağların arkadaşı olan
gözlerimi bırakıyorum sana Mehmet
bakır mangalların üstlerinde ısınan
kalbimi
ve işte dağı sordu Mehmet
yol üzerinden gelip duran hışırtıyı
yılan sırtından boşalan
gözlerini kamaştıran karıncanın
buğdayın, toprağın ve terin
medh ü senâ edilen yalnızlıkların
ardındaki hasretleri sordu Mehmet
akşamın sabrını soruyorsun Mehmet
bir buğday tanesi gibi incelen hislerimin
ve artık
kendi matemini üstlerinde taşıyan
çarşıların
yılışık kızların ve sevdalıların
bırak onların olsun Mehmet
hüznün dışındaki her şey