nakışsız sokaklarında kentimin bir sonbahar akşamı
güneşin son hıçkırığı öper pembe yanaklarını
çılgın rüzgâr dansına korodur bacanda tüten
sen menekşe yatağında öyle sıcak, öyle rahat
güller ülkesinin gül toplayan perisini düşlersin
savrulur kar, uğuldar
kaybolmuş yıldızları göklerin
saksılarda sarı yapraklar gerer kanatlarını
yaz günleri gözlerine bakıp gülen güllere
şiir donar, kar bastırır üstünü buz kalbinde ısıtmak için
donuk şiir, sıcak odanda eteklerinde erimeye koşan şiir
bugün de çekili nemli gözlerime perdelerin
sen arkasında renkli bir masal okuyor ve onu yaşıyorsun
yumuşacık somyanda sallanırken… saçların
gözlerinin önüne dökülürken…
şiir yazmaya kıyamazken ben
sen arkaya fırlatıyor, bilmiyorsun bile
mavi gökler keder merasimindeler bulurlar arkasında
bekle ki güneş doğsun, gündüz olsun, gülsün gökler
ne bahar gelir ayva dalları söyler şarkımızı
ne de kar dünyamdan bana senin gibi bir çiçek güler
savrulurken kar, uğuldarken kaybolmuş yıldızları göklerin
kalk her gece duy balkonumdan Ferhat hıçkırığını
güller tarasın, ömür örsün hep öyle kalsın saçların
geceler sussun, kar dinsin,
rüzgâr erisin Elâ bakışlarında
ağaç dallarında kuşlar yine söylesinler eski şarkılarını
bahar gibi gül! Mevsiminde ölsün kelimeler
geceleri gülümseyen gözlerin olsun asıl şiir!