mavi bir akrep yapışır sol böğrüme
elinin elime değdiği yerde zaman
bir şiirin rüzgarı gibi
kaldırımlarda savrulan
kırık bir gönlün hikayesi denir
ucuz kahve köşelerinde
kenar mahalle kokularında
sararıp duran bir çocuğun yüzü gibi gelir akşam
aldırmazsın
derken dostluğun ateşi tutuşturulur elimize
sarı, mor, kırmızı bir kelebek
şarkılara vurulmuş gözlerin kalır
kanatlarında
kanayan bir dostluğun yarası zonklar aklında
biliyorum
türküler, resimler ağlar
beyaz bir şehrin adresini sorarsın
ikindiyle akşam arası
geriye kalan kırık bir gönlün hikayesi
Sivas'ta Çerkez'in kahvesinde
kitapçı çarşılarında
bir hüzün masalı gibi
kırık bir gönlün hikayesi